Şahin bir süre sonra bir kuş yuvasına rastlamış. içinde de yavru kuşlar varmış. önce bakmış, bu yavrular kuzgunun yavrusu mu diye, yavruları incelemiş, bunlar çirkin tipsiz yavrularmış, hatta kendi yavruları ile alakası bile yokmuş. şahin de gönül rahatlığı ile yavrulara saldırıp onları yemiş.
kuzgun yiyecek bulup geldiğinde yuvada sadece yavrularından arta kalanları görmüş ne yazık ki...
Bu hikayeyi neden mi yazdım? Bu sıralar babasıyla bizim pinguyu pek bir güzel bulur olduk.Baka baka doyamıyoruz.Bir o diyor " şu güzeelliğe bir bakarmısın?" bir ben diyorum " var mı bu dünyada başka bir güzellik?" diye.O birşey değil de nazar edeceğiz durup dururken...hele ki benim nazarım bir değiyor,sormayın! Ne zaman iyi bir cümle kursam örn; dün gece çok güzel uyudu : pat o gece sabaha kadar 50 kere uyanıyor.Bu gün yemeğini güzel yedi : pat ağzını kilitleyiveriyor....Tövbe bir daha dillendirirsem iyi huylarını :)
Ne diyorduk pingu büyüdükçe ,inanamadığımız hareketler yapınca daha bir şirin geliyor bize ve tutku ile bağlanmaya devam ediyoruz bizim pinguya :) Gezdiğimiz, dolaştığımız ,oturduğumuz, yemek yediğimiz mekanlarda birbirini dürtüp gösterenler mi dersiniz, oturduğu yerden kalkıp gelip makas alanlar mı dersiniz, Tunalı Hilmi Caddesinde ben sling ile pinguyu taşırken arkamdan yürüyen ama yetişemeyen seslenip kızımı seven kokoş teyzler mi dersiniz.Ben "bütün çocukları böyle seviyorlardır yaaa" dediğimde babamız bunun böyle olmadığını bizimkine ilginin büyük olduğunu söyler durur.
Pingu kuzgun da olsa şahin de olsa bizim gözümüzde dünyanın engüzel varlığı.Çünkü biz O'nun annesi ve babasıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder